Zararsız Ejderhanın Masalı

 

Bir zamanlar, çok uzak bir ülkede, büyük bir şehir vardı. Bu şehrin sakinleri çok zengin ve kibirli yaşıyorlardı. Şehrin yakınında küçük bir orman vardı. Ormanda ise bir ejderha yaşıyordu. Ejderha şehirlilere zarar vermiyor, onlardan uzak duruyor ve sadece ormandaki hayvanlarla arkadaşlık ediyordu. Şehirliler de ejderhadan korkuyor ve ona yaklaşmıyorlardı.

Bir gün, şehre yabancı bir prenses geldi. Prenses şehirlilerin zenginliklerini ve kibirliliklerini gördü ve çok üzüldü. Prenses ormana giderek ejderhayla tanıştı. Ejderha prensesi çok sevimli buldu ve ona arkadaşlık etti. Prenses de ejderhayı çok sevdi ve onunla vakit geçirdi.

Ejderhanın prensesle arkadaş olduğunu duyan şehirliler çok şaşırdılar ve kızdılar. Şehirliler prensesi ejderhadan kurtarmak için ormana gittiler. Ejderhayı yakalamak için ağlar kurup tuzaklar hazırladılar. Prenses bunu gördü ve ejderhayı uyarmak için koştu.

Ejderha prensesin sesini duydu ve ona doğru gitti. Ama tuzaklara yakalandı ve ağlara düştü. Şehirliler ejderhayı alay ederek alaya aldılar ve onu öldürmek istediler. Prenses ejderhayı savunmaya çalıştı ama kimse onu dinlemedi.

Tam o sırada, gökten büyük bir ışık hüzmesi indi. Işık hüzmesinin içinde bir peri vardı. Peri şehirlilere dönerek şöyle dedi:

“Sizler çok bencil ve kibirli davrandınız. Ejderha size hiçbir zarar vermediği halde onu öldürmek istediniz. Prenses ise ejderhanın gerçek dostu oldu ve onu korudu. Sizler bu yaptığınızdan dolayı cezalandırılacaksınız. Şehriniz yok olacak ve sizler fakir ve mutsuz olacaksınız. Prenses ise ejderhayla birlikte yaşayacak ve mutlu olacak.”

Peri sözlerini bitirdikten sonra kayboldu. Şehirliler periye yalvarmaya çalıştılar ama nafileydi. Perinin söylediği gibi oldu. Şehir yok oldu ve şehirliler fakir ve mutsuz oldular. Prenses ise ejderhayla birlikte ormanda yaşadı ve mutlu oldu.

Masalımız burada bitiyor.