Tavşan Hızlının Hikayesi

 

Bir zamanlar ormanda yaşayan bir tavşan vardı. Adı Hızlıydı. Hızlı çok hızlı koşabiliyordu ve bununla çok övünüyordu. Ormandaki diğer hayvanlara karşı yarışlara giriyor ve hep kazanıyordu. Böylece kendini çok akıllı ve güçlü sanıyordu.

Bir gün Hızlı, göl kenarında yaşayan bir kaplumbağa ile karşılaştı. Adı Yavaştı. Yavaş çok yavaş hareket ediyordu ve bununla çok mutluydu. Göldeki diğer hayvanlarla arkadaşlık ediyor ve hep sakin kalıyordu. Böylece kendini çok huzurlu ve mutlu hissediyordu.

Hızlı, Yavaş’ı görünce ona güldü ve “Sen ne kadar yavaşsın! Seninle yarışsam seni ezici bir farkla yenerim” dedi.

Yavaş, Hızlı’nın sözlerine aldırış etmedi ve “Sen ne kadar kibirlisin! Seninle yarışsam seni büyük bir sürprizle şaşırtırım” dedi.

Hızlı, Yavaş’ın sözlerine çok kızdı ve “Öyle mi? O zaman hadi yarışalım. Bakalım kim kazanacak” dedi.

Yavaş, Hızlı’nın teklifini kabul etti ve “Tamam, yarışalım. Ama kuralları ben belirleyeceğim” dedi.

Hızlı, Yavaş’ın kurallarını merak etti ve “Peki, nedir kuralların?” diye sordu.

Yavaş, “Şöyle” dedi. “Yarışın başlangıcı göl kenarı, bitişi ise tepenin zirvesi olacak. Yolda herhangi bir kısayol kullanmak yasak. Kim ilk önce tepenin zirvesine ulaşırsa o kazanacak.”

Hızlı, Yavaş’ın kurallarını duyunca çok güldü ve “Bu çok kolay! Sen göl kenarından çıkana kadar ben tepenin zirvesine varmış olurum” dedi.

Yavaş, Hızlı’nın güldüğünü görünce gülümsedi ve “Öyle mi? O zaman görelim bakalım” dedi.

Ve böylece yarış başladı. Hızlı çok hızlı koşmaya başladı ve kısa sürede göl kenarından uzaklaştı. Yavaş ise çok yavaş ilerliyordu ve göl kenarından çıkması uzun zaman aldı.

Hızlı, yolda giderken arkasına baktı ve Yavaş’ın neredeyse hiç ilerlemediğini gördü. Kendi kendine “Bu kaplumbağa bana rakip olamaz. Ben ondan çok daha hızlıyım. Biraz mola versem de olur” diye düşündü.

Ve böylece Hızlı, yolun kenarında bir ağacın altına oturdu ve dinlenmeye başladı. Bir süre sonra uykusu geldi ve gözleri kapandı.

Yavaş ise durmadan ilerliyordu. Göl kenarından çıkınca orman içinden geçti. Ormandaki hayvanlar ona destek veriyor ve tezahürat yapıyorlardı. Yavaş onlara teşekkür ediyor ve devam ediyordu.

Sonunda Yavaş, tepeye ulaştı. Tepenin zirvesinden aşağıya baktığında Hızlı’nın hâlâ uyuduğunu gördü. Kendi kendine “Bu tavşan çok kendine güveniyor. Ama ben onu yeneceğim” diye düşündü.

Ve böylece Yavaş, tepenin zirvesinde beklemeye başladı. Bir süre sonra Hızlı uyandı ve yola devam etti. Tepeye yaklaştığında Yavaş’ın orada olduğunu gördü ve çok şaşırdı.

“Bu nasıl olur?” diye haykırdı Hızlı. “Sen nasıl beni geçtin?”

Yavaş, Hızlı’nın şaşkınlığını görünce gülümsedi ve “Sen uyurken ben ilerledim. Sen hızlı olabilirsin ama ben azimliyim. Sen kendini beğenirken ben çalıştım. Sen mola verirken ben yarıştım. Ve sonunda seni yendim” dedi.

Hızlı, Yavaş’ın sözlerini duyunca çok utandı ve başını öne eğdi. Kendi kendine “Bu kaplumbağa bana büyük bir ders verdi. Ben onu küçümsememeliydim. Ben onunla alay etmemeliydim. Ben ona saygı duymalıydım” diye düşündü.

Ve böylece Hızlı, Yavaş’a döndü ve ondan özür diledi. Yavaş da onu affetti ve ona arkadaşlık teklif etti. Hızlı bu teklifi kabul etti ve çok sevindi.

Peki ya sonra ne mi oldu? Hızlı ve Yavaş birlikte yaşamaya başladılar. Hızlı artık kendini beğenmiyor ve diğer hayvanlara saygılı davranıyordu. Yavaş ise artık yalnız değildi ve bir arkadaşı olduğu için çok mutluydu.

Ve böylece Hızlı ve Yavaş’ın dostluğu sonsuza kadar sürdü.

Yorumlar

Popüler Yayınlar